COVID-19 ile Yaşanan Dönüşüm

covid19ile-yasanandönüsüm

Çin’in Wuhan kentinden başlayarak İtalya ve İran’dan sonra Amerika’da da geniş ölçüde etkilerini gösteren COVID-19 salgını, ülkemizde dahil olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Vaka sayısı günden güne artarken bilim insanları ise bu durumun ne kadar devam edeceğini net bir şekilde söyleyebilmiş değil. Maalesef yıl sonuna kadar devam edebileceği görüşünde olanlar da var, senelerce süreceğini tahmin edenler de. Hastalığın ne kadar süreceğini bilmesek de bu salgının olumsuz etkilerini uzun yıllar boyunca yaşayacağımız bir gerçek.

Koronavirüs salgınının her geçen gün artması ve yayılma hızının çok fazla olması bizleri gündelik alışkanlıklarımızı değiştirmeye zorluyor. Salgının ortaya çıkmasından bu yana geçen sürede, her ülke benzer politikaları izleyerek kendine göre önlemler alıyor. Bu süreçte atılan aksiyon adımları ise ülkelerin geleceğinin belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Salgının pandemi olarak ilan edilmesinden bu yana, dünya çapında yaşanan can kayıplarından sonraki en büyük olumsuz etkinin, yaratmış olduğu ekonomik kriz olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomisi güçlü birçok ülke resesyon olarak adlandırdığımız durgunluk dönemine çoktan geçiş yaptı. Önlem amaçlı geçici olarak mağazaların kapatılmasından, virüsün görüldüğü yerlerdeki üretim fabrikalarının üretimi durdurmasına kadar dünyada birçok yerde benzer politikalar izlenmeye başlandı.

‘Durgunlukta Krizi Fırsata Çevirecek Tavsiyeler!’ adlı yazımızı okumak için tıklayın!

Değişim Değil Dönüşüm!

Dünya çapında yaşanan bu beklenmedik salgın, bizlere böyle bir felakete hazır olmadığımızı gösterdi diyebiliriz. Hızla yayılan salgın günlük hayatımızdaki her noktada dönüşüme olan ihtiyacımızı gözler önüne serdi. Sadece teknolojik olarak değil, iş süreçlerindeki yönetimden insan kaynaklarına her alanda bir dönüşümün gerekliliği ortaya çıktı.

Dünyaya baktığımızda, dijital dönüşümü başarı ile benimsemiş olan ülkelerden Türkiye gibi geçiş sürecinde olan birçok ülke görmekteyiz. Bu dönüşüm sürecini ne kadar çabuk gerçekleştirebilirsek, bu gibi beklenmedik felaketlerde yaşanacak ekonomik kaybı en aza indirebiliriz.

Türkiye’nin Koronavirüs Karnesi

Dünyadaki duruma bakıldığında ülkemizde de benzer aksiyon adımlarının atıldığını söyleyebiliriz. İptal edilen tüm etkinlikler, geçici olarak kapanan mağazalar derken herkes bu süreci benzer politikalar izleyerek en az hasar ile atlatmaya çalışıyor. Salgın süresi boyunca alınan en büyük önlemin evde kalmak olduğunu söylemek yanlış olmaz. Evde kalmak ise bizler için günlük alışkanlıklarımızın değişmesindeki ve dönüşümün başlamasındaki  önemli bir adım haline geldi.

Ülkemizde de dünyada yaşanmakta olan sıkıntıların benzerleri yaşanırken aslında en büyük gelişme senelerdir hedeflenen dijital dönüşüm alanında yaşandı. Uzun bir süredir ülkemizde gündemde olan dijital dönüşüm konusu yaşanan bu salgın nedeniyle dönüşüme olan ihtiyacımızı gözler önüne sermiş oldu. Senelerdir tartıştığımız hakkında eğitimler düzenlediğimiz dijital dönüşüm Koronavirüs salgını sayesinde bir anda işimize evimize kısaca ihtiyacın olduğu her yerde kendini göstermeye başladı. Ev alışverişinden çocuklarımızın eğitimine; ofis içerisinde yürütülen tüm iş süreçlerimizi evden yürütmeye geçtiğimizden beri, bu süreç dijital dönüşüm anlamında adaptasyon sağlamaya başladığımız bir döneme kapılarını açtı.

Alışma süreci içinde olduğumuz dönüşüm elbette bizler için çok yabancı bir süreç değil. Aslında senelerdir dijital dönüşüm hakkında birçok eğitim gerçekleştirildi; konferanslar düzenlendi. Dönüşümün nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği planlanırken salgın ile bir anda bu süreci hızlanmış oldu. Evde kaldığımız bu sürede internet kullanım alışkanlıklarımız da dönüşüm odaklı değişti ve bu süreci benimsemeye başlamış olduk.

Salgının hızla yayılmasının ardından alınan önlemler ile ülkemizde dijital dönüşümün sağlanması adına çok önemli adımlar atılmış oldu. Bunlardan bazıları;

  • İlk etapta tüm seviyeden okullar ve üniversiteler senelerdir tartışılan online eğitime geçiş yaptı. Uzun zamandır konuşulan bu konu bir anda ilerleme kaydetti.
  • Bir çok sınav ertelenirken bazı üniversiteler ise sınavlarını online olarak yapabileceğini duyurdu.
  • Şirketler çalışanlarının sağlığını ön planda tutarak, işlerinin aksamaması adına iş süreçlerini evlerden yürütmeye başladı.
  • Çoğu devlet kurumunda da online süreçler hızlandı ve internet üzerinden hizmet verilmeye başlandı.

Mevcut düzenimizi yıkarak yeni alışkanlıklar edinmemizi sağlayan Koronavirüs salgını ile sonuç olarak en büyük değişimi teknolojik anlamda yaşadığımızı söyleyebiliriz. Ülkemizde de yıllardır tartışılan dijital dönüşüm süreci, salgın ile bir anda hızlanmış oldu. Dönüşüm adına daha önce adım atmış olan şirketler, bu süreçte daha hızlı davranarak iş süreçlerinde aksaklık yaşamadan düzenlerini kurdular. Henüz dijital dönüşüm aşamasına gelmemiş şirketler ise araştırmalar yapmaya bu sebeple başladı.

Hayat düzenlerimizde yaşadığımız bu dönüşüm ise virüsten sonra eski haline dönecek mi, yoksa artık yeni bir noktada mıyız bunu zaman gösterecek. Fakat biliyoruz ki dijital dönüşüm anlamında daha önceden adım atmış olan şirketler bu süreçte zararlarını en düşük seviyede atlatacak hatta belki büyüme içerisine girecekler. Dönüşüme ayak uydurmayan şirketler ise bu süreç sonunda belki de kaybolup gidecek.

Bizler Evobulut ailesi olarak önlemlerimizi en erken şekilde aldık; iş ve destek süreçlerimizi evlerimize taşıdık. Bulut tabanlı çözümlerimiz ve dijital dönüşüm araçlarımız olan e-fatura, e-arşiv fatura, e-smm vs. ile de büyük firmalardan orta ve küçük ölçekli işletmelere, tüm şirketlerin süreçlerinde onlara destek olmayı hedefledik.

Bu zor günlerin bir an önce sağlık ile son bulmasını diliyoruz.

Müşterilerimizin Değerli Yorumları